“Barajsız Sendika Yasaksız Grev Güvenceli İş” kampanyası | DIGEL işçileri de katılacak
“Barajsız Sendika Yasaksız Grev Güvenceli İş” kampanyasına aktif olarak katılma kararı alan DIGEL işçileri: “Köle olmamak için direneceğiz”
Emine Uyar
Bahar Emreoğlu
İzmir- Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, 'Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş' kampanyası çerçevesinde, TEKSİF sendikası üyesi DIGEL işçileri ile bir araya geldi.Toplantıda işçiler kampanyaya aktif katılma noktasında oy birliği ile karar aldı.
TEKSİF Genel Başkan Danışmanı Makum Alagöz'ün sendikalaşma mücadelesinde gelinen aşamaya dair verdiği bilginin ardından konuşan Sevda Karaca, “Ülkenin dört bir yanında ekmek için, insan muamelesi görmek için, bileğinin hakkıyla kazandığını evine götürürken çocuğunun yüzüne bakacak, bir hayatımız olsun diye direnen yüzlerce işçi kardeşimizin bir parçasısınız" diyerek sözlerine başladı. Birlikte mücadelenin önemine dikkat çeken Karaca, "Görünen o ki bu bize deli gömleği gibi giydirilmeye çalışılan Mehmet Şimşek programı yüzünden ekmeğimiz küçüldükçe, çalışma şartlarımız zorlaştıkça, patronlar işçileri köleden de düşük görmeye devam ettikçe, biz daha çok böyle direniş ve mücadele göreceğiz" dedi.
Sendikalaşmanın anayasal bir hak olduğunu hatırlatan Karaca, “Ama işçi, insan gibi muamele görebilmek ve çalıştığında aldığı ücret ona yetebilsin diye sendikalaştığında patronların bir sürü ayak oyunuyla karşı karşıya kalıyoruz" diye ekledi. Emek Partisi olarak başlattıkları kampanyayı aktaran Karaca, "Bu ülkede işçi sınıfı mücadelesi nerede filiz veriyorsa orada bütün işçi sınıfının ortak deneyimini, bilgisini olanağını, oranın kazanımını bütün işçi sınıfına mal etmesine çalışıyoruz" dedi.
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/ Evrensel
“Örgütlenelim, köle olmayalım”
Ardından sözü DIGEL işçileri aldı. İşçiler fabrikaya işçi alımı yapıldığını bunun kendilerini tedirgin ettiğini ifade etti. Dikkat çektikleri bir başka nokta da atılan bir işçinin yerine birkaç işçinin alınması oldu. İşçiler, demek ki biz "Dört beş kişilik iş yapıyormuşuz" dedi.Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakacaklarını ifade eden bir DIGEL işçisi, "Yetkiyi aldık. İşvereni de toplu sözleşme masasına oturtacağız. İçeride 300 arkadaşımız var. Bizler dışarıdayız ama elimizden geleni yapıyoruz. Biz kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. Bugün çeşitli partilere gittik haftaya mecliste olacağız" dedi.
Başka bir DIGEL işçisi de "Örgütlenelim köle olmayalım. Çok direndik. Sendika yanımızda oldu. Biz o gün örgütlendik. Ben o gün, 'Arkadaşlar bizi köle görüyorlar. Biz köle olmayı kabul ettikçe yarın bizim çocuklarımız da köle olacak' dedim. Ben 52 yaşındayım. Ama çalışmak zorundayım" dedi.
Başka bir işçi ise “Şu anda ölsem kendi cenazemi kaldıracak kadar param var. EYT'den emekliyim, eşim de emekli ikimiz de çalışıyoruz. Okula giden çocuklarımız var. Korkunun ecele faydası yok. Korkan insan kaybetmeye mahkum insandır" diye konuştu.
“İşsiziz, ama onurlu olan taraftayız”
İşten atılan bir DIGEL işçisi, beyaz yakalı olarak çalıştığını ücretinin de biraz daha yüksek olduğunu ifade ederek, "Ben arkadaşların yanında olmak için hemen sendika üyesi oldum ve en başta atılanlardan biri oldum. Zaten başımıza geleceği biliyorduk. Buradaki özellikle kadın arkadaşlar mobinge, tacize kendilerine yapılan kötü muamelelere boyun eğmeyip onurlu bir duruş sergiledikleri için buradalar. Ben sendikayı, TEKSİF, Evrensel'i, Emek Partisini bilmezdim. Burada öğrendim. Bence biz onurlu olan taraftayız. Şu anda işsiziz ama daha kutsal bir işimiz var. İşe iade, iş güvencesi talebimiz var elbette. Benim çocuğumun bunları yaşamasını istemiyorum" dedi.
Yine bir DIGEL işçisi "Kimse bedavaya çalıştırmıyor, çalıştığın emek verdiğin için para veriyor. Kendi emeğinle bir yerdesin" derken başka bir işçi de sendikalı işyerleri her zaman için daha güvenceli olduğunu kaydetti: “O yüzden örgütlenebildiğimiz kadar örgütleneceğiz.”
“Engelli olmama rağmen diğer işçilerle aynı performans bekleniyor”
Dört buçuk yıldır fabrikada çalışan engelli bir işçi, "Ben daha önce beyaz yakalılarla birlikte yarı zamanlı çalışırdım. Yeni evlendim. İster istemez işe ihtiyacım var. Bir yandan ev kirası ödüyorum ve ben bunlarla engelli halimle tek başıma mücadele etmeye çalışıyorum" diye konuştu. Engelli olduğu için çalıştığı alanın giderek daraltıldığını belirten işçi, "Psikolojik olarak da ne yapmak istediklerinin farkındayım. Hiç olmadık yerlerde çalıştırmak istiyorlar. Bizim acil kaçış noktaları dediğimiz yerlerde şu an çalışıyorum. Öbür tarafta bizim kesimhane dediğimiz bir katın makinesi var. Tam onunla dip dibe çalışıyoruz. Bu da çok tehlikeli" dedi. İşçi ayrıca ortopedik engelli olmasına rağmen kendisinden de diğer işçiler kadar performans beklendiğini belirterek, "İşverenler bizi bu hale düşürdü, bunlara karşıyım" dedi.
“Biz içeride de dışarıda da güçlüyüz”
İşten atılan bir başka işçi de, "Atılan işçileri geri al, sendikal haklara saygı duy" diye açıklama yaptıkları için 46. maddeden haksız hukuksuz şekilde işten çıkarıldıklarını belirtti. İşçi, "Ben buna bireysel veya DIGEL Tekstil olarak bakmıyorum. Bu işçi sınıfının dayanışması. Bugün DIGEL'i almak yarın Hugo Boss gibi büyüklü küçüklü tekstil firmaları için çok önemli. Biz içeride de dışarıda da şu an çok güçlüyüz, birlikteyiz. Biz örgütlendik. Gittikçe sayımız artıyor. Umarım masaya da oturacağız” diye konuştu.
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/ Evrensel
“Patronlar örgütlü olmanızdan korkuyorlar”
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ise, "Patronlar sizin örgütlü olmanızdan korkuyorlar çünkü işçi sınıfının birleşik gücünü işçinin öğrendiğini anladıkları anda işçinin başka bir güce dönüşeceğini biliyorlar" dedi. Bugün memlekette işçi sınıfı grev yapabiliyorsa Kavel işçilerinin direnişi sayesinde olduğunu söyleyen Gürkan, "Siyaset bir avuç profesyonelin, ağzı çok laf yapanın yapabileceği bir şey değildir. Aslında işçi sınıfının, emekçilerin yöneteceği bir ülkede adaletin de demokrasinin de daha farklı, daha güçlü olacağını ve daha özgür bir ülkede yaşayacağımızı öngörebiliriz. Biz Emek Partisi olarak işçilerin adına siyaset yapma değil işçilerin kendisinin siyaset yapmasını isteriz. Bizim elimizdeki bütün olanaklarımızla sizlerin o siyasete müdahil olmasının yolunu açmaya çalışırız" dedi.
DIGEL işçileri kampanyaya ailesini ve komşunu da kattı
TEKSİF Genel Başkan Danışmanı Makum Alagöz, “Barajsız Sendika Yasaksız Grev Güvenceli İş” kampanyası kapsamında tüm işçilerin kendine bir ödev olarak alması gerektiğini belirterek, "Kampanyanın içeriği tam da bizim sorunlarımız. TEKSİF sendikası 16 dolayında fabrikada genel çoğunluğu almış ama bir bakanlık tespit ediyor, 16 fabrikaya itiraz ediyor farklı farklı işverenler. Bugün DIGEL işvereninin itiraz gerekçesinde Bakanlık, 'bize tekrar üye sayısını iletmeli' diyor. Aynı şeyi bir daha yapacak. Buradaki dert sürecin uzaması. Kampanyanın amacı ise bu sürenin kısalması" dedi. Alagöz'ün, "Bu metni alıp önce kendimiz ailemiz ve komşumuza anlatarak imza atma kararı alalım mı" diye sorduğunda tüm işçiler el kaldırarak "alıyoruz" dedi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et